29 Mayıs 2012 Salı

''feyşın''

Moda Akademileri ve kursları arasında gidip geliyorum son zamanlarda. Hepsinin peşinden koşuyorum, bi yandan da yaz için staj ayarlamaya çalışıyorum. Staja gitsem tatil yapamayacağım sorunsalıyla kendimi yiyip bitiriyorum. Staj olmazsa sıkılacağım diyorum. Anlayacağınız hiçbi karar verememiş gibiyim. Hoş, karar versemde şuan bi staj söz konusu olamıyodu; ama 1 saat  öncesine kadar. Hüseyin Çağlayan'ın yanında 3-4 haftalık bi staj yapabilceğimi öğrendim. Heycandan ağlayabilirdim desem yeridir. Bunu da paylaşmak istedim, bi aksilik çıkmaması tek isteğim şuan. Temmuz için sabırsızlanıyorum!

Demeden geçemeyeğim, Gossip Girl

Gossip Girl'e zamanında ne kadar boş dizi, bilmem ne dizi demiş olsamda izlediğim ve yeni bölümünü beklediğim bir dizi. Boş desekte, televizyonda gördüğümüz çoğu diziye, özellikle Türk dizilerine, göre daha dolu. En azından kültürlüler!
Demeden geçemeyeceğim konu ise özellikle son sezonda gözümüze çarpan kıyafetlerin çirkinliği. Blair'in o çiçekli, parisienne gömlekleri, elbiseleri, elit makyajları, şık çanta ve ayakkabılarına noldu. Her çeşit deseni uyumlu giymesine hayret ettiğim Blair şimdi olmuş varoş.




Afedersinde bu ne? Turuncu ayakkabı ve babaanne çorabı, bi de üstüne mor kaban. Cidden bu ne?





 

Bunun hakkında konuşmak bile istemiyorum. Pembe ''takım'', mor gömlek üstelik parlak çiçek aksesuarlı ve kırmızı çanta... Louis'den sonra bunalıma girdin galiba. Parası olup da giyinememek bu olsa gerek. 


Bu kız başlı başına bi fenomen zaten. Hadi anladık Upper East Side cemiyetinden uzak kalma havaların falan var. Pantalon tişört taklırım diyosun. İyiydin güzeldin de üstündekini anneannen mi ördü? Hayır onu da geçtim, artık yaşlı teyzelerin üstünde bile görmüyoruz bunlardan. Hadi onu da geçtim, orası Amerika. Burda görsek neyse. Bütün itibarını kaybettin şu kazak denemeyen şeyle kızım...



Chuck da o kırmızı tulumuyla baya bozdu işi. Bu pijamayı da üzgünüm beğenmedim. Bizımla deyılsın tatlım. Blair'le ''tuhaf'' kıyafetlerinizle mutlu mesut yaşayın bence.


Serena ise her zamanki gibi güzelliğini koruyor. Ne seksi hatundur.







2 Mayıs 2012 Çarşamba

Biraz da kendimden



  
Kemer: Twist
Fular: Yargıcı
Gömlek: Chevignon
Etek: Zara



 


Gömlek: El yapımı
Şort: H&M
Kolye: El yapımı



Şort: H&M
Gömlek: El yapımı (Kaş'tan)


Bakkala giderken

Tabiki bakkala giderken Chanel kazak giycek halimiz yok, henüz o kadar aşık olmadım ya da uçmadım merak etmeyin. Değinmek istediğim noktaysa markadan çok tarz, yani günlük hayatta kombinlenmesi rahat ve şık parçaları paylaşacağım. 

 Cardigan, Marni.


 Equipment

 Pull & Bear


 Bu sezonun vazgeçilmezi boyfriend kazaklar, Zara



 Kombinlenmes kolay bir şort. Aşağıdaki gömleklerle şık bir görünüm yaratılabilir. Desenli üstten kaçının çünkü çiçek deseni çok yoğun.

Hepsi Zara TRF






Alışveriş önerileri

http://www.hm.com/tr/
http://www.zara.com/webapp/wcs/stores/servlet/home/tr/en/zara-S2012
http://www.etsy.com/
http://www.pixiemarket.com/store/
http://beymen.com/
http://zipia.net/
http://yargici.com.tr/







Müzik dünyasından moda

Ünlüleri çekiştircem bugün de. İyilerden başlamak istiyorum. Hindi Zahra. Raflarda uzun süre kaldı ancak ilk başlarda adını duyuramadı. Lakin son anda büyük bir çıkış yaptı ve çok başarılı bir şarkıcı. Geç farkettim kendisini, üstelik yeni müzikler keşfetmeye bayılırım. Neyse herkes hata yapar. Hepiniz dinlememiş bile olsanız adını orda burda mutlaka duymuşsunuzdur yine de kim bu Hindi Zahra? diyorsanız. Farklı ve hoş bir yüzü olduğunu düşünüyorum. Tarzını da kendime çok yakın hissettim hep. Şarkıları huzur verdiği gibi kalkıp oynayası da geliyo insanın.
 Kızılderili desenli ya da deri şeyler hoşuma gider hep. Kendimi yakın hissetmemden. Atalarımdan gelen bi şey olsa gerek. Hindi Zahra'da da var zaten bi kızılderili tipi. 

 Sivri burun ayakkabıdan oldum olası nefret etmişimdir. Gerçi moda dünyasına tekrar geri döndü. Çok nadiren beğendiğim modeller oluyo ama alıp giyceğimi düşünmüyorum. Chanel'in eski modellerinden başarılı tasarımları var. Yine de soldaki yeşilli kırmızılı desenli ayakkabı hoşuma gitti. 

Üstteki triko ve ayakkabılar Artc Paris tarafından tasarlanmış. Hindi Zahra'nın tasarımcısı.



Bir diğer bahsetmek istediğim moda ikonu ise Florence Welch. Indie-pop grubu Florence and The Machine'in solisti. Gruba da ayrı bayılıyorum zaten. Müzik dünyasında adını duyurduğu kadar moda ikonlarının da en önemlisi. Dergi kapaklarından düşmüyor kadıncağız. Kıskanıyorum valla, neyse. Hatta Vogue'un Türkiye'de, İngiltere'de, Paris'teki sayılarına bile bi kaç kez kapak oldu hala da olmakta.






 Kızıl saç beyaz ten, daha fazla söze gerek yok.
Tasarımcıları saymaya kalksam sayamam yani. Chanel, Hannah Marshall, Alexander McQueen, Givenchy.  Frida Giannini tarafından ''mükemmel Gucci kızı'' olarak adlandırılan birinden bahsediyoruz zaten. Gelin olsa ne giycek acaba...

1 Mayıs 2012 Salı

Alışveriş ve markalar

Orjinal parçalar hep ünlü markalarda mı var? Hayır. En basit bir tişörtle bile kendi tarzınızı yaratabilirsiniz. Zaten önemli olanda modadan esinlenerek tarz oluşturmak. Markaları "marka" yapanda özgünlükleri zaten. Hayır hepsi birbirine benziyor diceksiniz belki ama, bir gömleğin üzerindeki ufak değişiklikler bile özgünlüktür. Oturup hiç giyilmicek bir şey tasarlayıp dünya parasına satıcak halleri yok ya?
Annemin dilinde tüy bitti pantalonlarını tişörtlerini kesme diye diye. Napiyim dayanamıyorum. Benim maceramda böyle başladı zaten.

En çok alışveriş yaptığım mağazalar Zara, H&M, Pull&Bear, Massimo Dutti ve envai çeşit internet sitesi. Zara en büyük İspanyol markalarından biri, fiyatları son günlerde biraz artmasına rağmen kaliteli ürünlerimin baş adresi. Massimo Dutti'de Zara'nın üst firması konumunda. Kalite farkı yok. Fiyat farkı hayli var, ve tabi tarz farkı da söz konusu. Yaşım dolayısıyla tarzıma tam anlamıyla uymuyo ama orjinal parçaları bulmak mümkün. H&M ise su götürmez en iyi markalardan biri, salı pazarı misali her çeşit, her tarz kıyafet var. O kadar çok tasarım var ki elim boş çıkıyorum bazen. Kumaş kalitesi tartışılır, biraz Waikiki kıvamında. Tarz konusunda laf ettirmem ama. H&M Fashion Against AIDS bölümü açıldığında ilk tasarımları pek beğenmemiştim ancak son ürünleri çok hoşuma gitti ve böyle bir ek mağaza açmalarını takdir ettim. Üstelik izledikleri politika ve yardım toplama şekilleri çok güzel. İnsanlık için bir adım. Bu adımlar hep markalar ve zenginler tarafından atılıyor ne yazık ki...
Son gittiğimde de sadece FAAIDS'den alışveriş yaptım ve hepsi de çok güzel.
Madem bu kadar alışveriş yapıyoruz, insanlığa bir yararımız dokunsun!

Modaya başlangıç

70'lerin modasını hep sevmişimdir. O yüksek bel pantalonlar, şortlar kadınların en güzel olabileceği şekli bence. Uzun eteklerin en seksi ve en sevimli durduğu zamanlar. Şuan ki moda anlayışı, özellikle Türkiye'de, kısa etekler ve kısa şortlarla bacakların bol bol görünmesi. Ne komiktir ki, o kısacık etekleri giydiğimize de pişman oluruz. Çelişkili? Güzel kombinlediğimiz takdirde ne dekolteye ne yırtmaca ihtiyacımız var. Eh pek tabi arada feminenliğimizi de konuşturmak gerekiyor.
Vazgeçilmez parçalarım ise gömleklerimdir. Küçükken nefret ettiğim gömlekler şimdi girdiğim bi mağazada ilk aradığım parça. Çiçeklisinden böceklisine, hakim yakasından transparanına...

Yeni sipariş ettiğim bir gömlek bu da, heyecanla gelmesini bekliyorum.  Bu desenler bu yıl çok moda zaten. Saçma sapan kızlar alıp saçma sapan kombine edip giyiyorlar ya içim acıyor. Her şey herkese olmuyor arkadaşım.

Pantalon olsun, şort olsun, etek olsun her şeyle kombinlenmesi kolay ve haftasonu klasiği kot pantalonlarımızın üstüne giyildiğinde bile bi kaç takı ya da topuklu ayakkabıyla çok şık olmak mümkündür. Ağırlıklı olarak gömlek üretimi yapan Equipment'da en güzel gömlekleri bulmak mümkün. Tabi biraz tuzlu da... Bazen benim de tek yapabildiğim iç geçirmek oluyor. Böyle durumlarda Zara yanımda. Gömlek konusunda baya başarılı bir marka.

Gömlekleri ve 70'leri geride bırakalım şimdilik. Bu kadar 70'ler hastası olmama rağmen en sevdiğim modacı her zaman Marc Jacobs olcak. Renklerin zıtlığı ve uyumu, sadeliği ve şıklığı mükemmel ötesi. 6 ay önce Paris'e gittiğimde Galeries Lafayette'te Marc by Marc Jacobs'ın sarı bir çantasını gördüm. O çanta benim olmalıydı. Evet, umarım bir gün bir Marc Jacobs çantam olacak. Bir de Paris benim şehrim. Orada yaşamam gerekiyo. İstek ya da hayal de değil, gerekli.
Neyse gençlik hayallerimi bir köşeye bırakıyorum ve let the fashion talk!

 
    Gömlek: Pixie Market , $109



 Herkesin beğendiği bir tarz olmamasıyla birlikte taşıması da kolay değildir.
 Doğru ayakkabı ve çantayla kullanmak gerekir. 
 Zıtlıkları sevenlere. 
 Elbise: Pixie Market, $129


 
Vazgeçemediğim bir diğer parça. 
Bir numaralı kurtarıcı aksesuarım fular!   
Mango'yu çok beğenmeme rağmen fular ve şal konusunda başarılı ve çok çeşide sahip olduğunu kabul etmeliyim. Üstelik her kesime uygun fiyatlarda. 
Fular: Mango, 39.99 TL


Dipnot: Fular konusunda başarılı bir diğer marka ise Yargıcı. Ancak online shopping sayfası çalışmadığı için şuan paylaşamıyorum.


 Ve son olarak iç geçirdiğim gömleklerden sadece biri...
                                                                            Gömlek: Equipment$228